İstanbul’un nüfusu on beş milyonu aştı, yoğun trafikte bir yerden bir yere gitmek zulüm. Avrupa yakasından Anadolu’ya geçip dönmek için bir günü feda etmek gerekiyor.Tadı Damağımda ’da çıkan Çay Tarlasına uğramak istiyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum.
29 Ekim 2015 Perşembe
Anadolu yakası lezzet turu-1. bölüm
Bir güne bir kahvaltıcı, iki lahmacuncu, bir steakhouse sığdırdım. İkisi iyi çıktı, diğer ikisi beklentimi karşılamadı.
23 Eylül 2015 Çarşamba
Antalya izlenimleri
Turistlik
beldelerdeki restoranlar yabancılara Türk mutfağını tanıtmak için altın bir
fırsat ama ne yazık ki bunu yeterince değerlendiremiyoruz.
Kavurucu sıcakların yaşandığı
bir yaz günü güneyin incisi Antalya’dayım. Kent alışılmış kalabalığından uzak
zira rublenin değer kaybı turizme ağır bir darbe vurmuş, şehre gelen Rus
turist sayısı yarı yarıya azalmış. Lara yakınlarında konakladığım Kremlin Place
tesisinin fiyatları şubattaki erken rezervasyon fiyatları düzeyinde.
Etiketler:
Antalya,
Kremlin place,
mng,
piyaz,
wow hotels
Sur Ocakbaşı
Sur Ocakbaşı İstanbul’da buryan yenilebilecek en
özel mekânlardan birisi. Çiğ köfteyi etsiz yapmışlar ama lezzetli. Çiğ köftenin
ardından sofraya güzel bir saç tava teşrif ediyor. Kuzunun sırt kesminden ve kuyruk
yağından yaptıkları sac tava sınıfı geçiyor.
Yemeklerin yanında verdikleri pidelerde özenli, taş fırında odun ateşiyle yapmışlar.
6 Haziran 2015 Cumartesi
Kuruçeşme’de yaza merhaba partisi
Yeme-içme platformu Zomato’nun düzenlediği yaza merhaba partisinde, boğaza Kuruçeşme’den bakan Celebra’da dört mekân yemeklerini görücüye çıkardı.
Mekanist ile bundan altı yıl önce internette gezinirken şans eseri tanıştım. Üyelerinin restoranlar hakkında yorumlar yaptığı bu platforma hemen ısınıp bildiğim restoranları ekleyip yorumlar yazmaya başladım. Kısa zamanda topladığım puanlarla guru olup ilk gezgin-guru aktivesine katıldım.
Seneler su gibi akıp geçti, Mekanist kullanıcı sayısı katlanarak arttı, büyük bir aileye dönüştü, bu sene başında Yeni Delhi merkezli popüler restoran arama rehberi Zomato, Mekanist‘i satın aldı ama firmanın üst yönetimi değişmedi aynı başarılı çizgilerini sürdürüyorlar.
10 Mayıs 2015 Pazar
Urfalı Şavak Usta’nın kebabı bir başkadır
İstanbul’un Horhor semtine küçük
Urfa desek yanılmış olmayız zira burada yaşayanlar geleneklerini ve mutfak
kültürlerini Aksaray’ın ara sokaklarında yaşatıyorlar. Horhor’da birbirinden
iyi kebapçı var ama bunların içinde Şavak Usta’nın yeri apayrı.
5 Nisan 2015 Pazar
Adana kebabı yozlaşıyor mu?
İstanbul’da yüzlerce Adana kebapçısı var
ama bu kebabı hakkıyla yapanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Çoğu
kebapçıya satırla kıyma yapmak zor geliyor, kuyruk yağı kokuyor diye
kebaplarına koymuyorlar, Adana kebaptan çok, makine kıymasından adana görünümlü
köfteler dört bir yanı sardı.
Günümüz İstanbul’unda iyi bir Adana kebapçısını bulmak kolay değil. Karagümrük’teki Emin Usta Avrupa yakasında bu
işi en iyi yapanlardan, Kurtuluş’taki Adana Ocak başı ise eski formundan uzak,
son gittiğimde kebapları 50% satır, 50% makine
kıymayla yapıyorlardı. Umarım eski günlerine en yakın zamanda eski günlerine dönerler.
İstanbul’da burger turu
Seksenli yıllarda fast food zincirleriyle tanıştığımız
hamburger ülkemizde çok popüler olmakla beraber gerçek Amerikan hamburgerini
yapan mekânlar parmakla gösterilecek kadar azdı.
Son yıllarda rüzgârın yönü değişmeye başladı.
Son yıllarda rüzgârın yönü değişmeye başladı.
Hamburger turumdaki ilk
durağım Burger Joint. İki sene önce Tadı Damağımda’da yer alan burgerci kalite
çıtasını yükseltmiş. Geçmişte olduğu gibi etler Bebek Kasabı’ndan, hamburgere
antrikot eklemişler ve döş oranı artırmışlar,
hamburgerden lezzet fışkırıyor. İstanbul’da yediğim
hamburgerler arasında gerçek Amerikan hamburgerine en yakın lezzet diyebilirim.
2 Mart 2015 Pazartesi
Mükemmellik ayrıntılarda gizlidir –Terrine
Günümüzün modern rafine mutfağını etkilemiş en önemli gastronomi akımı Nouvelle Cuisine'nin temelleri 1970'li yıllara kadar uzanmakta. Burjuva mutfağının (Cuisine Bourgeoise) krema-bazlı ağır soslarına bir tepki olarak doğan; hafif ve sağlıklı yemekler amaçlayan, sos kalınlaştırıcı olarak un yerine sebze pürelerini ve nişastayı tercih eden, yenilikçilik ile yaratıcılığı ön plana alan bir mutfak devrimi ‘Nouvelle Cuisine’.
Schwabing’de üniversite bölgesi yakınlarındaki mekânın Art Nouveau tarzında dizayn edilmiş yirmi kişilik sevimli salonundan içeri giriyorum. Güler yüzlü restoran personelinin sıcak karşılamasından sonra mönüye bir göz atıyorum. Deneyselliğin hâkim olduğu mönüdeki yemekleri Şef Jakob Stüttgen bizzat kendisi anlatıyor.
23 Şubat 2015 Pazartesi
Edirne’de köfte, ciğer keyfi
Edirne ciğeri ile ünlü olsa da Selimiye Camii’nin karşısındaki Park Köftecisi Osman Edirne’ye yolu düşenlerin mutlaka uğraması gereken bir lezzet durağı. Köfteciden içeri girdiğimde salaş bir salon beni karşılıyor, siparişimi verdikten kısa bir süre sonra köfteler servis ediliyor.
8 Şubat 2015 Pazar
Milano izlenimleri
Kısa
Milano gezimde makul fiyata güzel yemek yenilecek birkaç mekânla karşılaştım.
Milano diğer İtalyan
kentlerine kıyasla turizm açısından pek zengin bir kent değil. Gezilip görülecek yerler bir elin parmaklarını
geçmiyor: Duomo kilisesi, Vittorio Emanuele Galerisi, La Scala, Sforzesco, Santa
Maria delle Grazie. Turizmden çok sanayi şehri olan Milano’da hayatta bir o
kadar pahalı.
Balkanların efsanevi lezzeti: Pleskavitsa
Yolu
Belgrad’a düşenlere harika bir pleskavitsa için rotalarını Lovac’a
çevirmelerini tavsiye ederim.
Belgrad’ı ziyaretimin
ikinci günü şehrin güney bölgelerini keşfe başlıyorum. Kral Aleksandra Bulvarı
üzerindeki Bizans mimarisinden esintiler taşıyan St. Mark Kilisesini selamlayıp
ve Tasmajdan parkına varıyorum. Buralara kadar
gelmişken bilim ve teknoloji yapısını kökünden değiştiren birçok buluşa imza
atmış Nikola Tesla’nın müzesine gitmeden dönmek olmaz diyerek müzeye adım
atıyorum. Kablosuz elektrik deneylerin yapıldığı müzede zaman su gibi akıp
geçiyor.
Müzenin ardından Nikola
Tesla müzesi yakınlarındaki Lovac’a bir öğlen yemeği için uğruyorum. Kent
halkının tercih ettiği, Lovac; tarihi olduğu kadar tarihine de saygılı bir
restoran. Geyik etinde uzmanlaşmış Lovac damak tadına düşkünler için bir cennet
adeta. Turistlik bölgenin
biraz uzağındaki restoranın müşterileri daha çok yerli halk. Pazar öğleden
sonra gitmeme rağmen yarım saat içinde masalar mekânın Sırp müdavimleri
tarafından doluyor, restoranda benim
dışında turist yok, içerdekilerin çoğu Sırp aileler.
Mönüdeki ev yapımı
sosis dikkatimi çekiyor, denemek istiyorum. geyik etinden yapılmış sosisin tadı
olağanüstü değil ama mahcup ta etmiyor. Sosisin ardından Balkanların klasik
lezzeti Pleskavitsa'yı ısmarlıyorum. Pleskavitsa'ya hamburgerin atası desek
yanılmış olmayız.
Garson porsiyonların büyük olduğu, yarım porsiyon almamın
yeterli olacağını söylüyor. Gerçekten haklıymış, porsiyonlar öksüz duyuracak
cinsten. Pleskavitsa İstanbul’daki
Boşnak restoranlarında yediklerime benzemiyor,
tadı hâlâ damağımda.
Lovac’ta fiyatlara yüzünüzü güldürecek cinsten. pleskavitsa 600 RSD yarım porsiyon sosis 400
RSD, yaklaşık 30 liraya güzel bir ziyafet çekmek mümkün.
Lovac: Alekse Nenadovica 19, Belgrad
17 Ocak 2015 Cumartesi
Karagümrük sokaklarında gizlenmiş kebap cenneti
Tezgâhta dürüm satarak işe başlayan, kebaplarının lezzeti dilden dile dolanınca Karagümrük’te bir dükkan açan Emin Usta özünden uzaklaşmadan kebap yapan ender adreslerden. Salaş bir mekân olmasına karşın dükkânın duvarları İbrahim Tatlıses gibi ünlülerin fotoğraflarıyla bezenmiş.
8 Ocak 2015 Perşembe
İçkilerin kadehteki dansı: Kokteyl
Levent
Avantgarde Otel’deki kokteyl atölyesi kendi kokteyllerini yapmak isteyenler
için keyifli bir aktivite.
Kimya
mühendisi olmanın alışkanlığıyla farklı karışımlar yaparak değişik lezzetler
yaratmak hep ilgimi çekmişti. 2000’lerin başında Vefa Zat’ın kokteyl rehberini
alıp evde derme çatma bir kapla çeşitli formulasyonlar deneyip lezzet keşifleri
yaptığım günler sanki dün gibi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)