“İstanbul’un kalbi nerede atar?” diye etrafımıza sorsak,
birçok kişiden Beyoğlu cevabını alırız. Hafta sonları binlerin aktığı İstiklâl Caddesi
ve çevresinde yüzlerce restoran var; ama, kaliteli mekânların sayısı bir elin
parmaklarını geçmiyor. “Niceliğin çok, niteliğin az” olduğu Beyoğlu’nda,
Fransız konsolosluğunun arka sokağındaki Cafe Bunka çöl içinde saklı
kalmış bir vahayı andırıyor.
Japon Kültür ve Enformasyon Merkezi’nin girişindeki
restoranın yandan sürmeli, geleneksel Japon tarzı ahşap kapısından içeri
girdiğimde konuksever restoran personeli beni karşılıyor. Cafe Bunka’da ayakkabı
ile girilen doma salonu ve yanı sıra Japon mimarisiyle döşenmiş tatami salonu
var. Ayrıca aşağı kattaki grup rezervasyonlarına ayrılmış özel tatami odası da görülmeye
değer.
Cafe Bunka’da birbirinden lezzetli
sashimi (çiğ balık), nigiri ve maki suşiler misafirlerin beğenisine sunuluyor. Suşinin
pek çok çeşidi var ancak bunların arasında avokado, yengeç, uçan balık
yumurtası, salatalık ve pirinç sirkesi ile karıştırılan pirinçten hazırlanan
‘Califorina roll’ en popüler olanı. Farklı bir suşi denemek istediğim için yılan balığı ve
rainbow roll’un (somon, levrek, ton balığı) yanına bir fincan Japon pirinç
şarabı sake sipariş ediyorum. Siparişiniz hazırlanırken Cafe Bunka’daki suşi
kitaplarına bir göz atabilirsiniz ama suşinizi masada beklemek yerine şuşi
ustasının yanına gidip yapılışını izlemek bambaşka bir keyif.
Suşi yapmak yılları alan bir uzmanlık istiyor. Cafe Bunka’nın
ustası 15 senenin verdiği deneyimle yaptığı yemekleri bir lezzet senfonisine
dönüştürmekte. Japonların pirinç ve tahıl tozundan yapılan ulusal içkisi sake, yüksek
alkolü ile rakıyı andırıyor ve suşinin yanına çok yakışıyor. Şuşiler zencefil, keskin bir tadı olan Japon hardalı wasabi
ve soya sosu ile servis edilip, hashilerle yeniyor. Japon kültüründe yemeğin felsefi
bir yönü var; çoğu zaman bir ritüel şeklinde yaşanıyor.
Roll veya Nigiri yenirken soya sosuna suşinin pirinçli kısmı
değil de, balık ya da deniz mahsulü olan malzeme batırılıyor; böylelikle pirinç
sosu emip, suşinin tadını bozmuyor. Ustanın maharetlerinden belki de en
önemlisi pirinci doğru kıvama getirmek olduğu için pirinci soyaya daldırmak
ustaya hakaret anlamına geliyor.
Japon yemekleri denince genelde
aklımıza en fazla suşi gelir oysa dünyanın en zengin, en renkli mutfaklarından
Japon mutfağını şuşi ile sınırlamak haksızlık olur. Izgara mutfağı ‘teppanyaki',
tencerede hazırlanan et mutfağı ‘sukiyaki', sebze ve balık kızartma mutfağı
‘tempura', marine etlerin şişte ızgarası olan ‘teriyaki', ‘udon’, ‘ramen’,
‘soba’ gibi makarna çeşitleri bu mutfağın vazgeçilmezleri. Cafe Bunka da
mönüsünde bu lezzetleri es geçmemiş ve suşi tercih etmeyenler için bu lezzetler
biçilmiş kaftan. Farklı lezzetler peşinde olanlar
ise yeşil çaylı profiterol ile yemeği
sonlandırabilir.
Japon mutfağında çay seremonisi
önemli bir yere sahip. Cafe Bunka’da Japon çaylarının hazırlandığı
köşede bu geleneği yaşatmış; bu köşedeki seremonide su kaynatmak icin
kullanılan Chagama kabı dikkat çekici. Yemek sonrası geleneksel Japon demlik ve
fincanları ile servis edilen çayları yudumlayabilirsiniz. Cafe Bunka’da
fiyatlar makul, nigirilerin tanesi 6-7 TL., rollar 20 TL. civarında. Durum
böyle olunca, bu lezzet diyarından ayrılırken yüzünüzde cüzdanınızı hafifletmeden
çıkmanın yarattığı tebessüm kalıyor.
Cafe Bunka : (212) 293 32
49
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder